Menü

Önsöz

Derin anlam taşıyan bir söz zihinlerimizde yer eder: 'Gelenek, külleri saklamak değil, ateşi canlı tutmaktır.' Bizler de bu veciz sözden ilham alarak, 157 yıldır süregelen geleneklerimizi, değerlerimizi, özgün lezzet ve kalitemizi muhafaza ederek, atalarımızın mirasına layık bir şekilde dönerimizi oluşturmanın adına elverdiğince çaba sarf ediyoruz. Atalarımızdan devraldığımız öğretilerle, döneri sadece bir yemek değil, aynı zamanda bir sevgi, saygı, özen ve hakkaniyet ifadesi olarak sunma amacındayız. Bu bağlamda, tarih ve kültürümüzün lezzetli birer damlasını günümüze taşıma niyetiyle, dönerimizi aynı malzemelerle, aynı geleneğe uygun şekilde hazırlayıp servis etmekten gurur duyuyoruz.

 

Başarı ve istikrarın temel anahtarları arasında, sadelik ilkesinin yanı sıra, seçkin malzemelerimizin yüksek niteliği ve özenle yürütülen hazırlık süreçleri büyük bir öneme sahiptir. Neredeyse herkesin malumu olan bir gerçek ve kimliğimizi şekillendiren hususlardan biri, kendi yetiştirdiğimiz etlerin eşsiz lezzetidir. Ancak herkesçe bilinmeyen önemli bir detay, etlerden, pişirdiğimiz kömürlere kadar her aşamanın kendi emeğimizle üretildiğidir. Etlerimiz, sadece tuzla tatlandırılarak işlenir, marine veya terbiyeye yer verilmez.

1 Porsiyon

875₺

~170 gr. çiğ

1.5 Porsiyon

1310₺

~255 gr. çiğ

Çocuk Porsiyon

525₺

~115 gr. çiğ

Mustafakemalpaşa Peynir Tatlısı

160₺

Kaymaklı, Cevizli

Şıra

95₺

250 ml.

iskender doğru logo web sayfası 2

1867 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun kalbinde kurulan İskender, beş kuşaktır nesilden nesile aktarılan sessiz bir vaadin eseri olarak doğmuştur: “Gelenek, külleri saklamak değil; ateşi canlı tutmaktır.” Bugün İskender, dünyanın en eski döner kebapçısı olmasının yanı sıra, o dönemin ruhunu hâlâ yaşatan ve modern Türkiye’de varlığını sürdüren nadir işletmelerden biridir — ustalığa, zanaatkârlığa ve misafirperverliğe duyulan bitmeyen bir sadakatin simgesidir.